5 Ağustos 2014 Salı

Bir Teknoloji macerası; ATARİ

Bilenler bilir efenim. 90ların başında ülkemize gelmesi ile atari denilen şey hayatımıza girdi. benim hayatıma ise 96 dan sonra girdi. Daha televizyonların sadece izlenme haricinde oyun kumandalarının ekleneceğini öğrendiğimiz zamanlar. Asıl teknoloji ile tanışmam 6 yaşına dayanır. Büyük babam almanyadan radyo getirirdi. ben de çocuk aklı işte onu parçalar, sonra toplamaya çalışırdım. Bir gün büyükbabam avometre denilen ölçü aletini getirdi.
Tabii o zamanlar fluke markasını bilmiyorduk. Velhasılı, ben avometrenin ortasındaki komutatörü çevirip çevirip ayarlar. sonra eve saklar, bomba diye bağırırdık. ( nasıl bir çocukluk geçirmişsem demek)
Maceranın temeli o zamanlara dayanır. Sonra atari ile tanıştık.
En önemli oyun mario idi bizim için. Daha sonrasında atarinin gelişmiş versiyonlarının yanı sıra bilgisayarda girdi hayatımıza. Kasede üflemekti belki çocukluk fakat çalışırdı sonra kaset. tuhaf değil mi? Mikroişlemcinin olduğu bir devreye üfürüyorsunuz ve cihaz çalışmaya başlıyor. Daha sonra lise de atari salonları ile tanıştık. Ve jetonun para ettiğini fark ettik.
,
Atari salonunda ilk 3 içerisindeydim tüm oyunlar içerisinde. en favori oyunumuz ise the king of fighters idi. 
seriyi yaklaşık 99 dan 2004 e kadar hazım ettik sonra tekrar hayatımıza entegre ettik. 
Ve dün tekrar atari salonun önünden geçerken iyiki o dostlara sahipmişim dedim.
Sonrasında bilgisayar dönemi denk gelir ki, o da başka bir maceradır. 
Bonus;